Kaan İnce'nin İntihar mektubu




Yarım kalmış acılar denizi
pencereme konardı
geceyle, savrulurdum.
gözyaşı kokusuyla dolu bir kuğu
zamanın sonunda kalkan
sürgünümdü;
göz mavisi duman, sessizliği.

Aktım ölü deniz kızıyla gökkuşağı saklı mektubun içine,
pulumuz rüzgar oldu,
postacımız güvercin.
Civa gibi eridik kabımızda.
Kırmızıya gittik.
Hemen yokladım yüzümü
yağmurun yuva yaptığı ellerimle.
İyice şaşırmıştı alıcısı
vapur ıslığımızın.
Saplandı gözlerimizin ışığı yeni güne.
Mermer bir kayığa geri döndük
Diğer yarısına acının,
Usulca çekildi deniz
Son bulduk, yenildik.
Artık yataksız bir liman yüreğim, soğuk ve loş.
Kırık düşlerim.
Serçelerde gözlerimin
buğusu .
Buruk içim.
Böylesi bir yenilgiyi
beklemediğim için
Sabahın en serin ucunda
bağıran ben
İntihar edecekmiş gibi
sıkılıyorum
Düşük boynuma asılı sonbaharı.
Çekildi yaşanan
hıçkırıklara, yaşamayan düş kırıntılarımızla boğulduğumuz
odaya.
Düştü saat duvadardan,
telefon diye çevirdim yelkovanı:
İmdat.
Akrep soktu kendini.
Çan sesleri, ezan sesleri, mart sesi, çatılarda kaldı gecenin
gizi.
Unuttum mektubun içinde
boğulduğumu.
ELVEDA.