Kum Saati


Rüzgârla bozduğun sessizliğini dinledim;
seni bırakan yaprağın sesini, kuma dokununca
ve çölde çizilmiş bir ağaç gibi resmini.
oysa süngerde kalmış damlasıydım sana
ulaşamayan suyun, yanında üşürken
uyuyordum gözlerimde seni ve öylesine sustun
kuytusunda uykumun.
kumunu içine saklayan bir saatti
çölde bulduğun; ters çevrilmedikçe çalışmayan.
belki giden zamanı geri getirmekti
istediğin, saatini bana bırakıp gitimekti.
sanki bilmiyordun çölün kuma göre değil
sana göre yalnızlık olduğunu,
yine de yanıbaşıma
kurdun bu saatli kumu.
bu yüzden uyanamıyorum, üstelik bilmiyorum:
hangi gerçek için bölmeliyim uykumu?

- Zafer Ekin Karabay